MeMoLi Admin
Mesaj Sayısı : 333 Nerden : bilgisayarın başından Cinsiyeti.. : Ruh Hali.. : Takim : Personalized field : <marquee><b><font font=\"\" color=\"deepskyblue\" face=\"Bleeding Cowboys\" size=\"3\">Bizimle Her Zaman Bir Adım ÖndNE İ,LNEİLETİYİM GERCEKTEN BİLMİYORUMesiniz</font></marquee> Kayıt tarihi : 12/05/08
KaRiZMaSı Rep Gücünüz: (50/100) Aktiflik: (60/100)
| Konu: BİR KAÇ FIKRA 5 Ptsi Mayıs 12, 2008 9:39 am | |
| AFRIKA
-Ev odevi hazirlayan cocuk babasina sordu.? -"Afrika ne taraftadir baba".? -Babasi bilmiyorum demeyi kendisine yediremedigi icin biraz dusundu.Fazla uzakta olmamali dedi. -Cunki bizim sirkette bir zenci var. -Hergun ise bisikletle gidip geliyor.
UYANIK KIZ
Saf kizin bir tanesini erkek arkadaslari erik agacina cikmasi icin israr ediyorlarmis,Agaca cikarsan sana para verecegiz hediye alacagiz diye kandirmaya calisiyorlarmis. Kizcaaz da suphelenmis gelmis annesine sormus. Anne bu arkadaslarim benim erik agacina cikmami neden bu kadar israrla istiyorlar,Annesi kizim onlar seni erik agacina cikarip asagidan kilotuna bakacaklar diyor ve pesine nasihati veriyor sakin cikma.Kizda peki diyor. Ertesi gunu kizin annesi bakiyorki kizinin elinde bir suru hediye ve para ile geliyor.Annesi cikisiyor seni erik agacina cikardilar degilmi....! Kizi anne ciktim ama kulotumu cikaripta ciktim onlarda benim kulotumu goremediler.Ben kulotumu gosterecek kadar safmiyim...?
HOKKABAZ
-Eve geldiginde burnu kaniyordu.Meraklanan annesine; -Okula hokkabaz geldi.Burnumdan uc tane demir ellibinlik cikardi...dedi. -Ama hokkabaz goz aldatir...Burun kanatmazki... -"Zaten burnumu hokkabaz kanatmadiki. -Baska para kalip kalmadigini kontrol eden arkadaslarim kanatti.
KARNE
-Bir gun Hasan kosarak odaya girdi.Ve elindeki karneyi babasina uzatti. -Babasi karneye soyle bir goz atti.. -Iyi bir is yapmissin gibi,bu karneyi bana gosterebiliyorsun. -Su karnenin haline bak.Beden dersinden baska iyi not varmi sunda. -Ama babacigin kizma.Bu benim degil senin kitaplarinin arasinda buldum. -Eski bir karnenmis.
KORKUNUN NEDENI
Kompartmanda tek basina yolculuk ediyordu. Birden kapi acildi ve cifte tabancali biri; Cabuk paralari!! sokul diye bagirinca, adam korkudan titreyerek cevap verdi: -Kusuruma bakmayin ama meteligim yok. -Oyleyse niye titriyorsun? -Yolcu guldu; -Ben sizi konduktor sanmistim da!...
TABUTUN NERESINDE
Sormuslar Hocaya: Cenaze tasinirken tabutun ne tarafinda bulunulmali, onundemi,arkasindami,sagindami,solundami? diye. Hoca soyle bir kasilmis cevap vermis tabutun icinde bulunmayinda neresinde bulunursaniz bulunun!
PARA HOCA ve CIMRI
Cimri vede bos bogazin biri Hocaya: Ya nasrettin hoca demis demek parayi cok seviyorsun..Acaba neden ? -Hoca cevabini yapistirmis. Senin gibilere muhtac olmamak icin.
ANLAM
Hocaya sormuslar Evliligin anlami nedir diye. Su cevabi vermis hoca gunduzleri cifte hirlama geceleri cifte horlama
OLMEK
Hocayi ramazan da iftara davet etmis biri. Yemekte borek sinisinin basina ususup ev sahibi, atistirmaya atisitirdikcada siniyi kendi yonune dondurmeye baslamis.Hoca bir bakmis iki bakmis her lokma yutusunda oh oldum diyen ev sahibine, birader demis birak birazda biz olelim.
UZAYLILAR
Diyarbakirli birisi kamyonuyla Adana`da gidiyormus. Radyo'dan bir anons duyulmus : -Adana`da seyreden yolcularimiz, sehrimizi kisa bacakli, uzun kollu, kirmizi suratli ve cüce uzaylilar basmistir ama onlardan korkmayiniz ve dost olmaya çalisiniz. Adam yoluna devam etmis ve bir iki saat sonra adamin tuvaleti gelmis . Bir çali kenarina inmis. Tam isini yapacakken çali sallanmis. Bizim soför önce ürkmüs ama radyo anonsunu hatirlamis veee : -Diyarbakirliyam, kamyon soförüyem, sizinle tanismak istiyem. Ses gelmemis. Adam tekrar : -Diyarbakirliyam, kamyon soförüyem, sizinle tanismak istiyem. Yine ses gelmeyince adam bagirarak : -Diyarbakirliyam, kamyon soförüyem, sizinle tanismak istiyem. Çalinin arkasindan ürkek bir ses : -Urfaliyam, tir soförüyem, siçiyam.
TIRYAKI YOKSA
Bir köylü telasla bir baska köylüye kostu : -Bana bak, senin inekler sigara içer mi? -Çildirdin mi sen? inek sigara içer mi hiç? -Öyleyse ahirin yaniyor, kardesim.
SAKIN YEME
Diyarbakir tren garindan Istanbul'a gelmek için yola çikmisti Haso ile Reso.Trende birlikte yolculuk yaptiklari bir yolcuyu muz yerken gördüklerinde, muzun ne menem bir sey oldugunu merak ettiler.Trenin durdugu ilk istasyonda birer muz satin aldilar. Tedbir olsun diye -Reso : -Haso, sen yemeyesen ben yiyacagim bana bir sey olursa sen yardimci olacaksin, der.Reso muzu isirir isirmaz tren tünele girer. -Reso bagirir : -Ula Haso sakin yemeyesen, ben yemisem, kör olmusam!
ISLAK TEMEL
Temel her baliga gittiginde islak donuyormus babasinin dikkatini cekmis ve sormus ula Temel sen paluktan hep islak doneyursun nedendur daa.Temel cevap vermis pabacugum ben paluga cikinca sigara iceyurum, baba e oglum bunun islaklikla ne ilcusu var demis Temel pabacugum sigara bitunce denize atayirum sonsun diyede ustune basayurum onun icin islanayurum.
BU DAHA KULLANILIRMIS
Temel apartmanin onunden gecerken balkonda bir kari koca nin kavga ettiklerini gorur,giderken adam balkondan karisini asagi atar,atar atmasina ama kadin temelin onundeki cob bidonuna kafa ustu cakilir Temel hemen kadinin yanina gider cop tenekesinde kadinin cansiz yatmakta oldugunu gorur,ve kendi kendine mirildanir ula bu daha kullanilirmis, ne diye salak adam cope atti bu kariyi anlamadum demis.
HUKUMSUZDUR
Temelin esi evden kacar,Temel cok kizar ve gider kendine yeni bir es bulur. Daha sonra gazeteye ilan verir,yeni es aldigimdan eskisi hukumsuzdur.
HASERE ILACI
-Temel bir gun bol miktarda hasere ilaci icer...Koma halinde hastaneye kaldirilir. -Komadan cikinca doktor: -Zorun neydi o kadar ilaci ictin...? -Temel heycanla inleyerek;Ben soforum yolda bir tabela gordum. -Icunuzdeki trafik canavarini oldurun yazayi.... -Bende oyle ettum..
ESEK DEGIL
-Temel yolda araba bekliyordu...Karsidan da bir adam yaninda keci ile birlikte geliyordu. Adam Temelin yanindan gecerken selam vermedi...Biraz gittikten sonra Temel kizarak arkalarindan yetisti ve; -Hemserim habu esekle nereye gideyusun.?Adam gulerek ve Temel ile alay ederek; -Ula gormeyumusun ? Habu esek degildur.Kecidur deyince -Temel bende senlen konusmadum keciye sordum.
AVUKAT TEMEL
-Temel bir davada avukatlik yaparken yuksek sesle konusuyordu... Derken disardan bir esek anirmaya basladi. -Hakim : -Biriniz konussun...Deyince Temel susar...Ve esegin anirmasi kesilince -Hakim Temele buyur anlat ,der. -Temel: -Ne anlatayim ikumuzu da dinledun ver kararini.
SAMPUAN
-Temel dus almaya girer sampuani kafasina bosaltip ovalamaya baslar. -Sirtini keselemeye gelen annesi. -Oglum kafani islatmiyacakmisin der. -Temel anne bu sampuan kuru saclar icin!!!.
ISINE SON
-Temel askerde biraz tembel..Sabah istimasindan kaytarip bir agacin altina yatar. -Ancak biraz sonra yakalanir.Komutan yanina cagirir. -Meslegin nedir? -Insaat kalfalugu yapayurum komutanim. -Ha demek oyle,Peki sen insaatta yaninda calisan bir isciyi boyle yatarken yakalarsan ne ederdin. -Temel firsati kacirmaz: -Hemen ,hic dusunmeden isine son verirdim evine gonderurdum komitanum.
MAKINIST
Temel treni surerken raylar Uzerinde bir cocuk gormus,yantaraf dada piknik yapan 200 kisi, Temel insanlari yada cocugu ezecekmis ve cocugu tercih etmis ertesi gun haberlerde 201 kisi tren kazasinda oldu haberi duyulmus polisler makinist temeli sorguya cekmisler temel olayi ve kararini anlatmis ve eklemis cocugu ezeceydum oda kalabaliga dogru kacinca hepsini ezdim.
HANGİSİ DAHA AÇIKGÖZ
Çok akıllı geçinirdi.Kapısında "ikinci kez gelen hastalardan yarım ücret alınır"yazılı doktora girdi.Gülerek : -Bakın doktorcuğum, yine ben geldim, hatırladınız mı beni?dedi. Doktor da güldü : Tabii, hatırlamaz olur muyum? Eeee? Muayene etmeyecek misiniz?İlaç vermeyecek misiniz? Hayır gerekmez...Geçen gelişinizde verdiğim ilaca devam edin...
AMELİYAT YERİ
İki sevgili bir ağacın gölgesinde otururlar.Delikanlının tatlı sözleri arasında bir ara kız sevgilisinin kulağına fısıldar : -Sevgilim sana apandist ameliyatı olduğum yeri göstereyim. Delikanlının gözleri parlar. -Göster canım göster. Kız eliyle uzak bir yeri göstererek : -Bak şu ilerde görünen sarı bina var ya, onun üçüncü katı....
ÜÇ KEZ
Ava çıkmış adam, başına gelenleri anlatıyormuş : -Ormanda ilerlerken, karşıma kocaman bir Ayı çıkmaz mı?Çifteyi doğrultacak vakit yok!..Silahı bir kenara attığım gibi başladım kaçmaya.Fakat Ayı peşimde!Benden hızlı koşuyor.Bir ara ayının sıcacık nefesini ensemde hissettim.O kadar yaklaşmıştı.Derken Ayının ayağı kaydı, yere düştü...Fırsat bu fırsat, tabana kuvvet arayı açtım.Ama Ayı toparlandı, kalktı, bana yetişti.Yine nefesi ensemde... Pençesini uzatsa omuzumdan yakalayacak.Allahtan tam o sırada yine Ayının ayağı kaydı, yere düştü.Talih bana gülüyor!Hızımı arttırabildiğim kadar arttırdım, yeniden arayı beşyüz metre kadar açtım.Tanrı sizi inandırsın arkadaşlar, Ayı yine bana yetişti.Yine nefesi ensemde...şansa bakın...Ayının tekrar ayağı kayıp yere düşmez mi? Serüveni dinleyenlerden biri dayanamamış : -Sen de çok yürekliymişsin kardeşim!...Hayvan bana üç defa nefesi enseme gelecek kadar sokulsa, çok ayıptır söylemesi, ben korkumdan altıma ederim. Avcı dönüp ters ters sözünü kesene bakmış : -Lafı karıştırma yahu! Ayı üç kez neyin üstüne bastı da ayağı kayıp yere düştü sanıyorsun?
BAKAN KARISI?
Bakanlardan birinin ölmesiyle başka bir milletvekili onun süresini doldurmak üzere seçilmişti. Adam hemen karısına telefon ederek, bu haberi vermek istedi : -Bir bakan karısı olmak ister miydin? diye sordu. Karısı biraz düşündü sonra: -Hangisinin?
BEBEK
Adamın biri misafirliğe gitmiş. Akşam olunca haliyle sormuşlar : -Pardon arkadaş, demişler karı-koca. "Bizim odada mı yatarsın, bebeğin odasında mı, yoksa boş bir odada mı? Adam düşünmüş : -Karı-koca nın yanında yatılmaz, bebekte uyanır ağlarsa uykusu kaçacak, ben boş odada yatarım, demiş. Sabah olunca adam elini yüzünü yıkamış, bir de bakmış çok güzel bir kız adama havlu tutuyor. Adam: -Kızım senin ismin ne? diye sormuş. Kız : -Bebek amcacığım ya sizin isminiz?... Adam : -Eşek kızım eşşşeeek...
RESİM
Leyla, ağacın altına oturmuş resim yapıyordu.Babası kızın elindeki bomboş kagığıdı görünce sordu : -Leyla, ne resmi yapıyorsun bakayım? -Çimenlikte bir keçi resmi. -Çimenler nerede? -Keçi hepsini yedi. -Ya keçi?... -Yiyecek birşey kalmayınca o da gitti.
HOO!!!
Doğu köylerinden birinde, kış kıyamette, adamın birisi ölmüş.Köylüler cenazeyi kızakla mezarlığa götürüyorlarmış.Ama daha mezarlığa varmadan, kızak da, öküzler de çamura saplanmış.Köylüler uzaktan öküzlere bağırmışlar çağırmışlarsa da, kimse çamura girmeyi göze alamamış. O sırada, birisi, bakmış ki; dirilerden hayır yok, ölüye seslenmiş : -Ulan, öldün öldün de, öküzlere bir "Ho!" diyemeyecek kadar mı öldün, mübarek?
KIZAMIK
Bey, telefonu açıp seslendi : -Alo...Doktor Bey, bizim oğlan kızamık. -Biliyorum, dedi doktor, dün sizin eve girip gerekli şeyleri söyledim, kendisini kimseyle temas ettirmeyin ve.. -Ama doktor bey, oğlan hizmetçiyi öpmüş bir kere... -Ya bu fena işte...Öyleyse hizmetçiyi de karantinaya almalı. -Doktor bey, bir şey daha var, sonra hizmetçiyi bende öptüm... -O... İşler çatallaştı, hastalık herhalde size de bulaşmış olmalı. -Ya..sonra ben karımı öptüm... -Ne diyorsun be? Öyleyse ben de kızamık olacağım demek...
SERT KOVBOY
Bir kovboy çiftliğine dönmektedir.Bindiği atı yeni satın almıştır.Atın üstünde bir gün evvel evlendiği genç bir kadını da getirmektedir.Sel yatağı boyunca ilerlediklerinden, kötü bir rastlantı sonucu at kayar. -Bir,der kovboy kısaca. Ve on dakika sonra at yine bir yoldan sapma yapar. -İki, der kovboy. Biraz daha ileride, at bir engel karşısında, az kalsın dengesini kaybeder gibi olur, bu kez kovboy ne bir, ne iki der.Kadını attan indirir ve : -Üç, der! Ve bir tabancayla atı öldürür. Genç evli kadın, dehşete düşmüştür.İtiraz etmekten kendini alıkoyamaz. -Herşeye karşın, biraz sert, yapmamalıydın! Ve kovboy sayar : -Bir!
ELTİMGİLE GİDİYOM
Yeni ilçe olan bir köye trafik ışıkları yeni konmuş, ışıkların altında bir polis bekliyor ve halkın ışıklara uymasını sağlamaya yani bir çeşit trafik eğitimi vermeye çalışıyormuş. O sırada, bakmış ki; bir kadın, elinde tuttuğu çocuğuyla, kırmızı yanarken karşıya geçiyor.Hemen seslenmiş : -Hanım, hanım! Nereye? Kadın dönüp : -Vıy! demiş. Sana ne? Eltimgile gidiyom.
KAZANAN KİM
Ağa ile ırgatı köyden kasabaya giderken...Bir ara ağanın aklına bir muziplik geldi : -Bak, dedi, şu yol kenarında ineklerin bıraktığı tezekleri yersen...Bu arabamı da, atları da, koşumları da sana veririm.Senin olsun. Irgat gıcır gıcır arabayı, atları, koşumları görünce, düşünmedi bile...Tezeğin hepsini yiyip bitirdi. Kasabaya gittiler, alışveriş yaptılar, dönerken...Ağa birden düşünceye daldı."Muziplik derken, araba da, at da, koşumlar da gitti"diye : -Bana bak, dedi, arabayı, atları, koşumları geri istiyorum.Kaça verirsin? -Para filan istemem.Aldığım fiyata veririm,ağa... -Yani? -Yanisi şu ; Bak karşı kenarda duran tezekleri gördün mü?Sen de onları ye!Al arabayı, atları koşumları!... Baktı başka çare yok, ağa da eğildi, zorlana zorlana yedi tezekleri... Tam köye yaklaştıkları sırada ırgat gülmeye başladı kendi kendine... -Ne gülüyorsun, diye sordu ağa, bir şey mi var? -Nasıl gülmem, ağam?Biz yola çıkarken bu araba da, bu atlar da, bu koşum da senindi.Şimdi yine senin...Peki, öyleyse biz o tezekleri niye yedik?
DAHA ÇOK İSTİYOR...
Çocuk, okuldan bir gözü şiş olarak dönünce, annesi telaşlandı : -Oğlum ne oldu gözüne? Düştün mü yoksa? -Hayır düşmedim.Arkadaşım Orhan'la dövüştük.Ben de yarın onun gözünü şişireceğim! Annesi yatıştırmaya çalıştı : -Sakın ha! Dövüşmek iyi birşey değil.Ben sana yarın pasta çörek vereyim.Arkadaşına da ver, barışın.Güzel güzel oynayın olmaz mı? -Olur anneciğim, barışırız. Ertesi gün, çocuk öteki gözü de şişmiş olarak döndü.Annesi merakla sordu : -Yine ne oldu? -Arkadaşım yaptı, daha çok pasta, çörek istiyor!
PATATES
FBI gizli ajan eksikliğini giderebilmek için ajan seçmeleri yapmaya karar vermiş. Ve hergün üçer kişi çağırıp aralarından birini ajan olarak himayelerine alıyorlarmış. Seçimlerin 3. günü Temel' de katılmış. Yanındada bir ingiliz ve bir amerikan varmış. Bunlardan ilk olarak kamuflaj olmalarını istemişler. İçinde sadece bir çuvalın bulundu boş bir odaya sokmuşlar ve burada gizlenmelerini söylemişler. İlk önce ingiliz girmiş. 5 dk. sonra odaya giren bir yetkili gitmiş içinde ingilizin saklandığı çuvala tekme atmaya başlamış. Hemen çuvalın içinden bir ses gelmiş: " Miyaw, miyaw." İngilize ilk testi başarıyla geçtiğini söyleyip amerikan' ı odaya koymuşlar. Amerikan' da aynı çuvala saklanmış. Biraz sonra yine odaya giren yetkili gitmiş ve çuvala bir tekme atmış. Çuvalın içinden: "Hav, hav." diye bir ses gelmiş. Amerikan' ıda tebrik edip Temel' i odaya koymuşlar. 5 dk. sonra odaya giren aynı görevli gitmiş çuvala bir tekme atmış. Ama hiçbir ses gelmemiş. Bir daha atmış yine tık yok. Bir daha bir daha derken en sonunda çuvaldan cılız bir ses yükselmiş: " Patateeeeesss
ŞEMSİYE
Yıllar önce İngiltere'de erler şemsiye kullanmazmış.Şemsiye taşıma hakkı sadece subaylara tanınıyormuş. O yıllarda bir gün genç teğmenlerden biri, koltuğunun altında bir şemsiye ile hızlı hızlı yürüyen eri görünce, beyninden vurulmuşa dönmüş.Eri çağırarak : -Bu ne küstahlık, demiş.Ve şemsiyeyi aldığı gibi dizinde iki parça etmiş. -Bu sana bir ders olsun, bir daha böyle küstahlıklar yapma! Neye uğradığını anlamayan er : -Başüstüne, diyerek selamı çakmış ve şöyle sormuş : -Teğmenim, beni az önce evine yollayan general şemsiyesini istediğinde kim kırdı diyeyim? | |
|